Terörizmin Yükselişi
- Ecehan
 - Dec 6, 2024
 - 2 min read
 
Ağustos 2021'de bir terör örgütü (Birleşmiş Milletler'e göre) olan Taliban, Afganistan'ın kontrolünü ele geçirdi. Üç yıl sonra, başka bir terör örgütü olan “Hayat Tahrir El Şam (HTŞ)” Suriye'de birçok yeri ele geçirdi ve Şam'a doğru ilerliyor. Bu durum göz önüne alındığında, Rusya ve İran birkaç yıl önce yaptıkları gibi güçlü bir şekilde müdahale etmezlerse HTŞ'nin yakında Şam'ı ele geçirmesi çok muhtemeldir. Şam'dan önceki son kale Suriye'nin Kaliningrad'ı olabilecek Humus şehridir. Eğer Humus HTŞ'nin eline geçerse Şam da düşecektir. Dolayısıyla ya HTŞ Halep ve Hams'ta olduğu gibi Humus'ta da kontrolü hızla ele geçirecek ya da kanlı bir çatışma başlayacak ve yerel halk büyük zarar görecektir.
HTŞ'nin Suriye'yi ele geçirmesini kutlayan insanlar, siyasetçiler, hükümetler, gazeteciler vs. var. Benzer gelişmelere Irak, Libya ve Afganistan'da da tanık olduk ve buralar artık suç ve terör gruplarının cenneti haline geldi. Aynı durumun Suriye'de de yaşanması bekleniyor. HTŞ, Suriye'de yönetimi ele geçirir geçirmez şeriat rejimini ilan edeceğini şimdiden duyuruyor. HTŞ'nin bünyesinde radikal İslamcı kişileri barındırdığı düşünüldüğünde bu normaldir. Aynı şeyi Afganistan'da da gördük.
Ayrıca HTŞ Humus'u ele geçirir geçirmez Suriye'den komşu ülkelere büyük bir göç olacaktır. Suriye'de yaşayan milyonlarca Şii insan var. Bu insanlar HTŞ rejimi altında kendilerini güvende hissetmeyecekler ve Suriye'den ayrılmak isteyebilirler. Lübnan, Ürdün, Irak ve Türkiye milyonlarca mülteciyi daha ağırlamaya hazır mı? Elbette hazır değiller. O zaman bu insanlara ne olacak?
Ortadoğu'dan binlerce kilometre uzakta olanlar, bölgede yaşayan milyonlarca insanı etkileyecek kararları tartışmayı ve almayı kolay buluyor. Çünkü onlar için bu bir tür oyun ve çocuklar öldürüldüğünde, insanların kafası kesildiğinde ya da kadınlar tecavüze uğradığında herhangi bir sorumluluk hissetmiyorlar. Ancak terörizmin bir tür bumerang olduğunu asla unutmamalıyız. Geri döner ve bir gün yüzünüze çarpar.
İşin en endişe verici yanı, bir terörist grup bir ülkenin kontrolünü ele geçirirken BM Güvenlik Konseyi'nin bu duruma kayıtsız kalmasıdır. Hatta bazı üyeler HTŞ'yi doğrudan destekliyor. Uzun yıllardır BM Güvenlik Üyelerinin dünyayı terörizmden kurtarmak için herhangi bir koordinasyon ve ortak eylemini görmedik. Onlar küresel tehditlerden ziyade kendi çıkarları için endişeleniyorlar. BM Güvenlik Konseyi'ni yeniden yapılandırmanın ve yerine daha etkin bir konsey kurmanın ya da daimi üye sayısını arttırmanın zamanı gelmiştir. İdeal olan, sorunların merkezinde yer alan ülkelerin de BM Güvenlik Konseyi'nin karar mekanizmasının bir parçası olmasıdır. Bugün sorun Orta Doğu'da ama BM Güvenlik Konseyi üyelerinin hepsi bölgeden çok uzakta ve Orta Doğu ülkeleriyle (dil, din ve kültür açısından) hiçbir benzerlikleri yok. O halde ABD'nin, Çin'in, Rusya'nın ya da Fransa'nın bugün Suriye'de yaşananların dinamiklerini anlamasını nasıl bekleyebiliriz?
Düşüncelerimiz, tüm dünya ve BM Güvenlik Konseyi sadece izlerken devam eden insani trajediler yaşayan Afganistan, Libya, Irak ve Suriye halkıyla birlikte.

Comments